Sinemanın insan üzerinde yarattığı korku, heyecan, öfke, sevinç, coşku ve aşk gibi duyguların işlenmesine, analizine ve olumlu modelleme temellerine danan bir yöntemdir sinema terapisi. Bu yöntemle duyguların artan şiddetini terapilerimizde itici ekstra bir güç olarak kullanırız.
Filmde işlenen konu ve karakterler üzerinden analizler yapılıp danışanlarımızın doğrudan yaşadıkları sorunla alakalandırırız. Hikayeler ve metaforlar üzerinden yapılan psikoterapiler için etkili bir araçtır sine-terapi. Sinema, hikaye ve metaforlar anlamında geniş bir kaynak gibidir. Sanki gerçek yaşamın tamamı damıtılarak sinemada sunulur bizlere. İnsana dair ne varsa sinemada bulmak mümkündür. Bu zenginlik görsel ve işitsel yönü ile insan üzerinde derin etkiler ve duygusal dalgalanmalar yaratır. Amacımız sinemanın insan üzerinde yarattığı duygusal esinti ile yelkenlerimizi doldurup psikoterapi yolculuğunda daha hızlı yol almaktır.
Ayrıca danışanlarımızın film üzerine yaptıkları konuşmalar, analizler onların stresle baş etme stratejileri, kimlik örüntüleri ve bilinçdışı savunma düzenekleri hakkında bize net bilgiler verir. Bu bilgilari de psikoterapilerimizin bir parçası haline getiririz.
Yaptığımız çalışmalarda filmleri 3 boyutlu olarak anlamaya ve analiz etmeye gayret ediyoruz. Bunun için filmi nasıl izlemeleri gerektiği ile ilgili kısa bir bilgilendirmenin ardından, önceden belirlediğimiz filmle ilgili sorular veriyor ve bunla ilgili düşüncelerini yazmalarını istiyoruz.
1)Bir filmi seyrederken yanlıca senaryoda geçen konuyu takip edebilirsiniz. Bu genellikle herkesin yaptığı gibi konuyu takip etmekten ibarettir.
2)Senaristin konu içerisine gizlediği sembolik mesajları yakalayabilirsiniz. Burada konunun ötesinde filmde verilmek istenen mesajı algılarsınız.
3)Senaristin de düşünmediği, ancak senaryoyu yazarken istemeden beyaz perdeye yansıttığı bilinçdışını analiz edebilirsiniz. Tahmin edebileceğiniz gibi asıl bizim üzerinde durduğumuz kısım.
Analizde ağırlık 2 ve 3. boyut üzerinde toplanıyor. Bunun sebebi şu; Bir filmde senaristin bilinçdışı o fark etmeden beyaz perdeye yansımış ise ve bu film kitleler tarafından büyük bir coşku ile karşılanıyor ve insanları akın akın sinemaya çekiyorsa, film bilinçdışımızda evrensel bir çelişkiye, sıkıntıya temas ediyor demektir. Evrensel düzeydeki bir bir çelişki ise herkeste ortaktır. Analiz edilmesi, işlenmesi en temeldeki dürtülerimize deşarj imkanı verecektir.
Özel Arama