psikoloji tanım açıklama sorun tedavi yöntem hastalık psikanaliz freud sigmund ruhbilim psychology psikoloji adler psikopatoloji şizofreni parapsikoloji psikoterapi psikopati otizm psikanaliz şizofreni parapsychology cure therapy disease illness behaviouralism health autism psychoanalysis

Özel Arama

30 Temmuz 2007 Pazartesi

Psikoloji

Psikoloji davranışı açıklamayı amaçlar. Kişi psikolojinin temel kavramlarını öğrenirse, kendini daha iyi tanıyacak, giderek daha sağlıklı, uzlaşmacı ve demokratik bir toplumsal yapı oluşacaktır.
1880’lerin sonu ile 1900’lerin başında psikolojinin felsefeden ayrılmasının ardından; davranışları açıklayabilmek amacıyla değişik psikoloji okulları ya da izm’ler ortaya çıktı.

1. Yapısalcılık (structuralism):

Aklın ayrılabileceği ögeleri araştırmıştır. Yapısalcılar, her ögenin bir duyum (sensation) olması gerektiğini düşündüler; kırmızı, sıcak, soğuk, kokuşmuş gibi.
Bu ögelerin ve birleşme kurallarının incelenmesi için içebakış (introspection) denilen özel bir teknik kullandılar. Deneklerden özel bir uyarıcı (ses, koku, ışık) verildiğinde neler hissettiklerini anlatmaları isteniyordu.
Yapısalcıların, ögeler yaklaşımı giderek önemini yitirmiştir.

2. İşlevselcilik (functionalism):

Bu okul Darwin’in evrim kuramından oldukça etkilenmiştir. İşlevselciler, davranışın ve zihinsel süreçlerin uyumsal (adaptif) olmasıyla; diğer bir deyişle, kişinin değişen çevreye uyum sağlamasıyla ilgileniyorlardı.

3. Davranışçılık (behaviorism):

John B. Watson tarafından 1920’lerde geliştirilmiştir. İçebakış tekniğini tümüyle reddeder. Psikolojinin insan ve hayvanların yaptıklarının (davranış) incelenmesi ile sınırlandırılması gerektiğini savunur. Bu bakımdan nesnel olduğu söylenebilir. İlk ortaya konduğu biçimiyle davranışçılığın 3 önemli özelliği vardır:
a. davranışın oluşmasında koşullu refleksin rolü
b. öğrenilmiş davranış; içgüdülerin varlığını yadsır
c. hayvan davranışlarının incelenmesi

Davranışçı yaklaşım; uyarıcı-davranış (U-D) psikolojisi olarak
da bilinir. Uyarıcının türü, şiddeti ve tekrarı ile davranışın türü, şiddeti ve sıklığı arasındaki ilişkiyi inceler. Ayrıca ödüllendirme ve cezalandırmanın davranış üzerindeki etkilerini ele alır (Skinner). Öğrenme sürecini çevredeki ödüllendirme koşullarıyla açıklar.

4. Gestalt psikolojisi.

1900’lerin başlarında Almanya’da geliştirilmiştir. Diğer okulların “parçacı” (atomism) yaklaşımına karşı çıktı. Ögeler arası ilişkiler, Gestalt psikolojisinin özünü oluşturur. Gestalt psikologlarına göre yaşantı ögelerine bölünemez; yaşantıyı incelerken ögelerin ilişkileri ve etkileşimleri dikkate alınmalıdır.
“Bütün (yaşantı) parçalarının (ögelerinin) toplamından fazladır.

5. Psikoanaliz:

Sigmund Fruud’un 1885 -1939 yılları arasında geliştirdiği bir tedavi ve kişilik kuramıdır. 1920’lerde ABD’de davranışçı yaklaşım güçlenirken, Avrupa’da ise psikanalitik yaklaşım gelişmekteydi. İlkelerinin çoğu psikolojiye de girdiği için bir psikoloji okulu olarak ele alınmaktadır.
Bu tedavide serbest çağrışım yöntemi kullanılır; buna göre hasta, kendini kısıtlamadan aklına ne gelirse düşünür ve söyler. Böylece hastanın sorunlarının kaynaklarına inileceği umulur. Freud’a göre insanın, doğuştan gelen 2 temel eğilimi cinsellik ve saldırganlıkdır. İnsanın toplum içinde yaşayabilmesi için bu 2 temel eğilimin baskılanması gerekir; böylece çocuk toplumsallaşır. Freud’un kişilik kuramı, kişinin kendisinin ve çevrenin farkına varmadığı, bilinçdışına bastırılmış dürtülerin ve eğilimlerin rolü üzerinde durur. Bilinçdışına ulaşmak için serbest çağrışımın yanı sıra düşlerden, dil ve devinim sürçmelerinden yararlanılır.

Bu eski psikoloji okulları şimdi çoğunlukla kaybolmuştur. Günümüzde psikoloji anlayışına 2 genel yaklaşım egemen olmuştur:
a. insancıl (humanistic) psikoloji
b. çağdaş davranışçılık
Bu iki görüşün genellikle birbiriyle bağdaşamayacağı düşünülür; ancak her ikisi de psikolojiye pekçok katkı sağlayabilir. Her psikolog bu görüşlerden birini ya da diğerini benimsemektedir.

Bu derslerde işlenecek olan psikoloji konuları, çağdaş davranışçılık açısından ele alınacaktır. Davranışın ardında yatan nedenleri öğrendikçe, insan olmanın ne demek olduğu daha iyi anlaşılacaktır ki, bunun sonucu da bir tür insancıllıktır (humanism).

Psikolojinin Tanımı

Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilimdir; gözlemlenebilen davranışlar bilimsel yöntemlerle incelenir.
Bilim sistematik bilgiler bütünüdür. Bu bilgiler gözlemler ve ölçümler yoluyla ya da deneyler sonucunda derlenir. Derlenen bilgiler tanımların ve varsayımların ortaya konulmasıyla sistematik hale getirilir.
Davranış sözcüğüne gelince; 50 yıl önce davranış, sadece görülebilen ve işitilebilen beden devinimleri (konuşma dahil) olarak yorumlanıyordu. Yakın zamanlarda ise davranış, bir kişinin yaptığı ve herhangi bir yolla ölçülebilen herşeyi kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Sonuç olarak davranış; duygular, tutumlar ve zihinsel süreçler gibi doğrudan gözlenemeyen tüm içsel olayları da kapsamaktadır.
Bir psikolog, insan davranışının yanı sıra hayvan davranışını da inceler. Çünkü arada birçok benzerlikler vardır. Ayrıca insanlarda yapılamayacak birçok deney, hayvanlarda yapılabilir (örneğin ilaç çalışmaları).
O halde psikoloji, davranışı ve davranışın temelinde yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen çalışma alanıdır.

PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI

1. Klinik psikoloji

Klinik psikoloji en geniş uzmanlık dalıdır. Bu uzmanlar halk arasında psikolog tanımına en uygun düşen grubu oluşturur. Ruhsal bozukluklara tanı koyar ve psikoterapi yöntemi ile tedavi eder.
Birçok kişi psikolog ile psikiyatristi karıştırır. İkisi arasındaki en belirgin fark şudur: Psikiyatrist tıp fakültesini bitirip tıp doktoru (M.D.) ünvanını aldıktan sonra, 4 yıl psikiyatri uzmanlık eğitimi görür. Klinik psikolog ise doktora yapınca bilim doktoru (Ph.D.) ünvanı alır; tıp eğitimi olmadığı için tıbbi tedavi (ilaç, ameliyat, EKT gibi) uygulayamaz. Ayrıca bir hastayı ancak bir psikiyatrist hastaneye yatırabilir.

2. Rehberlik ve Danışmanlık psikolojisi

Klinik psikologa göre daha hafif sorunları olan kişilerle uğraşır. Mesleki ve akademik sorunları olanlara danışmanlık eder.

3. Okul ve eğitim psikolojisi

Öğrencilerin okulla ilgili sorunlarının yanı sıra daha etkili bir öğrenmenin nasıl yapılabileceğini araştırır.

4. Kişilik psikolojisi ve sosyal psikoloji

Kişilik psikologları bireylerin kendine özgü duygu, düşünce ve davranışları ile ilgilenir; kişiliğin nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışır. Sosyal psikologlar ise grup-içi etkileşimleri ve davranış üzerindeki toplumsal etkileri inceler.

5. Gelişim psikolojisi

Döllenmeden erişkinliğe kadar yaşa bağlı olan davranış değişikliklerini inceler; konuşmanın, akademik becerilerin gelişimi gibi.

6. Psikometrik psikoloji

Psikolojik ölçme bilimi anlamına gelir. Yeni testler, istatistiksel yöntemler geliştirir. Diğer psikoloji dallarına hizmet verir.

7. Endüstri psikolojisi

Meslek için insan yetiştirme; kişiler ve kurumlar arası iletişim, üretimde verimlilik gibi konularla ilgilenir.
Araç ve gereçlerin insanların kolayca kullanıp işletebilecekleri biçimde düzenlenmesi ise “mühendislik psikolojisi” nin alanına girer.

8. Deneysel psikoloji

Algı, öğrenme, bellek, duygu ve davranışların fizyolojik temellerini araştırır. Çevre koşullarının ve uyarıcıların davranışı nasıl etkilediğini inceler.

9. Fizyolojik psikoloji

Biyolojik süreçler ile davranış arasındaki ilişkiyi inceler. Psikofarmakoloji bunun bir alt dalıdır.

10. Bilişsel psikoloji

1960’lardan sonra ortaya çıkan bilişsel (cognitive) psikoloji, algılama, bellek ve düşünme gibi zihinsel süreçleri inceler; bireyin kendini ve fiziksel-toplumsal çevreyi algılama biçimi, inançları ve tutumları üzerinde durur (Kültürel farklılıkların davranış üzerine etkisi gibi).

11. Adli tıp psikolojisi

Yasaların yapımı ve uygulanması, hapishane koşulları, cezaların ıslah edici niteliği gibi konularla ilgilidir.

12. Çevre (ecological) psikolojisi

Bireyin ve grubun davranışlarını etkileyen çevresel değişkenleri inceler (iklim, ısı, renk, ışık gibi).

13. Sağlık psikolojisi

Günümüzde geleneksel tıbbın medikal modelinin yerini çağdaş tıbbın biyo-psiko-sosyal modeli almaktadır. Sağlık psikolojisi biyopsikososyal modelin bir bölümünü oluşturur; amacı “sağlıklı yaşam” kalitesini yükseltmektir.