psikoloji tanım açıklama sorun tedavi yöntem hastalık psikanaliz freud sigmund ruhbilim psychology psikoloji adler psikopatoloji şizofreni parapsikoloji psikoterapi psikopati otizm psikanaliz şizofreni parapsychology cure therapy disease illness behaviouralism health autism psychoanalysis

Özel Arama

3 Şubat 2008 Pazar

Kriminoloji

Kriminoloji


Kriminolojinin kelime anlamı suç bilimi demektir. İnsanın davranışlarını açıklama amacı güden bilimler 19. yy ikinci yarısı önem kazanmaya başlamıştır. Bunlardan biri kriminolojidir.
Kriminoloji kanunlarla belirlenen ve ceza yaptırımına bağlanan hukuk kurallarından sapıcı insan davranışlarını tüm yönleriyle inceleyen bilim dalıdır.

Anlamı kısaca açmak gerekirse kriminoloji ceza hukukunun, ceza adalet sisteminin sosyal temellerini, insanın suç teşkil eden davranışlarının nedenlerini işler. Ayrıca kriminoloji suçu önleme, kontrol etme bakımından yapılması gereken çabaları değerlendirerek, insanın kişisel olarak ıslahı ile birlikte içinde yaşanan sosyal çevrenin değiştirilmesi konularıyla uğraşır. Kriminoloji sözcüğünü Tupinard adlı Fransız hekim kullanmıştır. Kriminoloji adlı eseri Garofallo adlı italyan bilim adamı yazmıştır. Kriminolojinin uğraştığı konular çok eskilere dayanmaktadır. Gerçekten de eskiden beri bazı faktörlerin suçu yarattığı öne sürülmüştür. Nitekim Platon suçu ruhun bir tür hastalığı olarak kabul etmiş ve bunun kaynağı olduğunu kabul etmiş.
Hipokrat suç Natropolojisinin varlığını ilk defa ileri sürmüştür. “Beden tipleri ile karakter arasındaki ilişkiye suç antropolojisi denir.”

Aristo ise suçluları toplumun düşmanı saymış ve onların sert bir şekilde cezalandırılmaları gerektiğini ileri sürmüş. Ona göre sefalet, ihtilal suça sebep olabilmektedir.
Ortaçağda ise Thomas’d Aquian kriminoloji konularıyla ilgilenmiş insan ihtiraslarında suçların çoğunun kökenini görmüş. Ayrıca sefaletin suça neden olduğunu görmüştür.
Montesquia, Valter, Beccaria, Benthom gibi düşünürler suçu sosyal bir olay olarak gören görüşler ileri sürmüşlerdir.

19. yy 2. yarısında ise Ferri, Garofallo, Lamborosa isimli İtalyan düşünürler kriminolojinin ayrı bir bilim dalı olması için çalışmaya başlamışlardır.

Lamborosa’ya göre suç ölüm, doğum gibi normal bir olaydır. Çünkü suç çoğunlukla organizma şartlarının ürünüdür. Bazı insanlar belirli hayvanların yırtıcı olmaları gibi suçlu olarak doğarlar. İşte suç işleyen insan (sui jeneris) kendine göre antropolojik bir tip teşkil eder. Bu kişinin vücudunda bulunan anatomik, fizyolojik ve psikolojik faktörlere gere suç işler. Lamborosa’ya göre ceza suçu oluşturan düşünce ve doğal kuvvetleri yok edemez. Bu nedenle ceza yerine sağlıklı durumu koruma suçları önlemekte daha etkili olur.

Garofallo’ya göre ahlaksızlık serbest iradenin bir ürünü değildir. Aksine failin biyolojik yapısının bir sonucudur. Öyleyse cezalandırmada da ölçü bu kişideki tehlide hali olmalıdır.
Ferri’ye göre ise suçluluğun incelenmesinde pozitif metod temel alınmalıdır. Suçlu genellikle bir anormaldir. Onu biyolojik, fiziki ve sosyal faktörler kendisine rağmen iradesi dışında suç işlemeye yöneltirler.

1920 ile 20’lu yıllarda yeni çağdaş kriminoloji ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde ilk olarak Prevut’un etkisiyle suç kişinin ruh yapısında bulunan gerilim ve çatışmaların sembolik bir ifade tarzı olarak açıklamaya çalışmışlardır. Yine bu dönemde ortaya çıkan diğer bir görüş ise suçun nedenlerinin kişinin içinde sosyalleştiği veya içinde fiilen faaliyette bulunduğu sosyal ortama bağlayan görüştür. Böylece aile yapısı, mahalledeki çevre, okul gibi değişik sosyal çevrelerin suça olan etkisi incelenmeye başlanmıştır.

Kriminolojinin konusu

Toplumsal normlardan sapma denilen suç olayını, suçu yaratan sosyal faktörleri, ceza adalet sisteminin işleyişini, suç ile suçlu arasındaki çevre ilişkilerini inceleyerek suçun neden ve faktörlerini belirlemek ve suça sebep olan unsurları açıklamaktadır.

Bilimsel tanımı: Kriminoloji suç sosyolojisine dayanan ancak diğer bilim dallarının verilerinden yararlanan bir bilim dalıdır. Kriminolojide tıpta olduğu gibi teşhis ve tedavi birlikte yer alır. Teşhiste suçluluğun nedeni belirlenecek, tedavide bu faktörleri azaltmak için neler yapılacağı belirlenecektir.

Kriminoloji ile suç siyaseti arasındaki ilişki

Hukukçu için suç siyaseti kanun koyucunun ceza kanunu ile saptamış bulunduğu ilkeleri en iyi ve etkin bir şekide uygulanabilmesi için gerekli esasların belirlenmesidir. Kriminolog bakımından ise suç jsiyaseti suça karşı tepkide bulunan yaptırımları uygulayan ve suçu önleme mekanizmasının en etkin bir şekilde işlemesini sağlyacak essaların belirlenmesidir. Krininolog suç siyasetine yardımda bulunmakla birlikte sistemin etkin bir şekilde islemsini sağlamak kriminollooüun isii değidir.

Kriminoloji ve ceza hukuku arasındaki ilişki

Kriminoolji v eceza hukuku aynı gerçekle uğraşan iki ayrı bilim dalıdır. Başlangıçta kriminoloji ceza hukukunun yardımcı bilimdalı olarka kabul edilmiştir. Fakat zamanla bazı kriminologlar ceza hukukunun varlığını inkar etmişlerdir. Bugün için kriminoloji suç bilimidir. Kriminolojinn amacı belirli olayları ve suçu oluşturan davranışları belirlemektir. Ceza hukukunun konusu suç olayına orakla hukuk tekniğidir. Ceza hukuku suçu tanımlar ve yaptırımı gösterir. O kişinin neden suç işlediğini ve suça neden yöneldiği ile uğraşamaz. Ceza hukuku gerek normları tespit ederken gerekse bunları olaylara uygularken krimiolojinin verilerinden yararlanmaklıdır. Kriminoloji ceza hukukunu kaldırmaya kalmamalıdır. Çünkü böyle bir durumda keyfilik söz konusu olur. Ceza hukuku siyasi, ekonomik verilerin etkisi altında bulunmak mecburiyetindedir. Ceza hkukunda mutlaka bulunması gereken kişi özgürlüpğü ve belirli hukuki prensipler sırf kriminoloji uygulanacak diye feda edilemez. Bununla birlikte CH kriminoomi verilenden yararlanmalıdır. Suçluluğun önlenmesi ve suçlular hakkında tedbirler yönünden kriminoloji başvurmak gerekmektedir.

Ceza hukuku ile kriminoloji bir uyum içerisinde bulunması gereken 2 ayrı bilim dalıdır.

Kriminolojide düşünce konusunda görüşler

Suç denilen olayla ilgilenme tarihin eski devirlerine kadar gider. Kriminolojinn bilim olarak ortaya çıkmasıyla birlikte suçu açıklama bakımından geğişiğk görüşler ortya atılmaıştır.

1. Kariogrofik görüş: Coğrafi görüş de denilen bu ykntemin esası suçu ve suça ilişkin diğer problemleir sosyal ve coğrafi şartların zorunlu bir sonucu olarka kabul etmektedir. Yani suçun coğrafi bölgelere göre değişiklik göstereceğini kabul etmektedir.

2. Marksist görüş: Suçu kapitalist ekonomik şartların bir ürünü olarak görmktedir. Çünkü sömüren ve sömürülen kişiler bulundğu için bazı suçlar işlenir. Suç determinist varsayımlardan hareket edilerek açıklanmaktadır.

3. Antropolojik veya biyolojik görüş: Lomborosa tarafından ileri sürülen bu görüşe göre suçlular suçlu olmayanldan belirli bazı kişilik özellikleriyle ayrılırlar. Bu görüşe göre kişiler kalıtımsal bzı özellikleri nedeniyle suçlu oalrak dkoğarlar. Nasıl bazı hayvanarr vahşi şer bzı insanlar doğuştan suçlu doğar denilmektedir.

4. Psikolojik görüş: Suuçluluğu akıl zayıflığına bağlamaktdır. Yani suçlou kendisinde bulunan akıl zayıflığı nedeniyle davranışlarının sonuçların tayin edemez. Bu yapıda bulunan kişilerin suça yönelmeleri doğaldır.

5. Psikiyatrik görüş: Bu görüş suçun nednei olarak psikoz, sara, akıl hastalıkları üzerinde drumuşlardır.

6. Sosyolojik görüş: Bu görüşün esası suç sosyal çevrenin bir ürünürür.ş Suçun işlenmesinde kişisel faktörler vardır. Ancak bu faktörler 2. derecede ve önemsizdirler. Suçlu bir mikroba benzetilir. Nasıl mikrop uygun bir ortam boulunca gelişmekteyse sulçlu da uygun jbir çevrede suça yönelmektedir. Suçluyu yaratan sosyal etkenlerdir denilebilir.
Bu sosyal görüşler Amerika ve Avrupa’da ileri sürülmeye başlanmış bugün için kriminolojinin suçu açıklayan görüşler içinde temel görüş olmuştur.

7. Psikoanalitik görüş: Freud tarafından ileri sürülmüş. Freud insan davrnaışlarının açıklamak için ileri sürdüğü bu görüş suçun açıklanması içinde kullanılmıştır. Freud’a göre insan davranışlarını açıklamak için bilinç ve bilinçaltı olarak 2’ye ayrılır. Bilinç basit ve küçüktür. Bilinçaltı daha güçlüdür. Bilinç bazı faaliyetleri bilinçaltına iter ve bilinçaltınaitilen bunlar kompleksler yaratarak yaşamaya devam eder. Uygun bir ortam bulduğu zaman ortaya çıkar. İnsan yaşamında bilinç ve bilinçaltında süreki bir çekişmee vardır. Bilinçaltına atılmış ve bilincin denetimine tabi küşünce arzu ve kompleksler kendilerini dolayısıyla açıklama yolundabulabilir, Rüya gibi...

Freud başlangıçta çatışması kişinn esas yapısı ile toplumun istekleri arasında kabul etmiştir ve libidoyu ileri sürmüştür. Libido ilecinsel dürtüler anlaşılıyordu. Ancak daha sonraları bu kavramlara verilen anlamlar değişmiştir. Libido daha sonra bilinç altındaki diğer duyguları da ifade etmeye başlamıştır.

Freud’a göre bir insanda denge durumudna bulunması gereken 3 kişilik vardır.

id...... ego........ süperego

İd libidoyu kapsar. Bu durum esaında bilinç dışıdır. İnsanın bilinç dışı faaliyetleri id adı altında toplanabilir.

Ego bilinçli kişiliktir.

süperego: bilinç altındaki kendi kendini eleştirici bilinç ve kuvvetidir.

Bir insanda bu üç güç dengealtındadır. Bu denge bozulduğunda içe atılan şeyler ortaya çıktığında suç oluşur.

8. Ekolojik görüş: Bu görüşe göre insan ve kurumların bir sosyal çevre içerisindeki dağlışlarının insan davranışı üzerinde etkisi olduğu kabul edilmektedir. Ve suçu bu etkilere bağlamaktadır. Rekabet, gömenlik, işbölümü gibi sosyal nedenlerle insanların belirli bölgelerde dağlığı ve suç arasında birlişki olduğu bu görüş tarafından savunulmaktadır.

9. Suçu oluşturan hareketleri çok sayıda faktörlere bağlayan görüş: Suç çeşitli faktörlerin bileşiğidir. O halde yapılması gereken şey her suçu ayrı ayrı incelemek ve o olaya özgü faktörlerin suçun gerçekleşmesinde nasıl bir etki gösterdiklerini belirlemektir.
Bu bilim dallarına dayanarak suçu açıklamak daha kolay olur.

Suçun açıklanmasında yönler

Suçu oluşturan davranışın nedenini çeşitli faktörlerin birbiri üzerinde etkisi olarka anlamamızın sonucu olarak suçun açıklanmaısnda 2 yol izlenebilri.

1.Suçlunun kişilğini yapan unsurların incelenmesi.

2. Suçlunun içindebulunduğu ve yaşadığı çevrenin incelenmesi.

Suçlunun kişiliğini inceleme denince o ayrı bilim dalının verilerinden faydalanmak gerekecektir..

1. Biylojik faktörler ve suç.

2. Fizylojik faktörler ve suç.

3. Psikiyatrik, psikolojik ve psikanalititk suç.

Biylojik faktörler ve suç, suç antropolojisi adı da verilen bu incelemede öncelikle antropoloji kavramının neolduğunu anlamamız gerekir. Antropoloji insanın fiziki özelliklerini açıklayan bir bilim dahlır. Yani insanın doğal tarihini antrolpolojisi incelenmektedir. Suç antropolojisnin ilk olrak Dr. Bell isminde bir bilim damı tarafından ortaya atıldığını görüyoruz. Bu bilim adamına göre suçluların belirli fiziki özelliklertaşıdırğı ileri sürülmüştür Ancak asıl suç antrolopolojisinin kurucusu ünlü İtalyan bilim adamı Lamboroso’dur. Lamboroso bu konuya ilgi duymuş ve mahkumlar üzerinde çok sayıda araştırma yapmıştırş. Bu araştırmalardan suçun organizma şartlarının bir sonucu olduğu ileri sürülmüştür. Suç doğuştan gelen bir takım özelliklerin sonucudur. Lamboroza bu kişilerde bulunan gayrı tabilikleri 3’e ayırır.

Fiziki,

Biyolojik,

Psikolojik,

Fiziki gayri tabiilikler denince bunların bakışlarının vahşi ve sert olması, küstah bir gülüş taşımaları, boylarının küçük olması, gözlerinin dengesiz olması gibi belirli fiziki özellikleri sıralamıştır. Lamboroza’ya göre değişik fiziki özellikler çeşitli suç gruplarına göre de değişebilir. Örneğin öldüren kişinn bakpşları söğuk ve sabit iken, hırsızın bakışları ileri ve canlıdır.
Biylojik suçluların jtat alma veacı duyma duyları normal insandan daha azdır. Bunlarda doğuştan bozukluklar vardır.

Psikolojik bunların ahlaki duyguları oldukça zayıftır. Bunlar doğuştan bencildir. İntikam, hırs, şehvet duygularına sahiptir.Bu ahlaki duygusuzluk belirli suçlara göre değişmektedir.
Laboroso bu belirli gayri tabiilikleri doğuştan suçluluk orak açıklamıştır. Bunu Darwin’in teorisine göreaçıklamıştır. Bazı kişilerde vahşilik zamanla kaybolmasına rağmen bir kaç kuşak sonra ortaya çıkabilir.

Lamboroso’nun bu görüşüne yöneltilern eleştiriler sonucunda görüşünü şöyle dğiştirmiştir. “Doğuştan suçlu olan bu insan her zaman suç işler” demiştir.

İngiliz Caring’in yaptığı arşatırmalara göre suçlu olan ile olmayan arasındafiziki özellik yoktur. Aksinesuçlu ile suçlu olmayan arasında koruma itaat, zeka vb. büyük benzerlikler bulunmaktadır demiştir. ve Caring insanların doğuşlarında uzun yıllar sonra suça yönelliklerini ve dolayısıyla insanı suça çevrenin yönelttiğin ortaya koymuştur.

Beden yapısı tipleri ve suç

Beden yapısı ile suç arasında bir bağlantı bulunduğu Kretschmer tarafındanileri sürülmüştür. Kretschmer’e göre insanlar beden yapılarına göre 3’e ayrılır.

1. Astenik tip (Leptosom)

2. Atletik tip

3. Piknik tip

Astenik tiplerin oldukça iri (zayıf olması gerekir) ve genellikle az kuvvetli oldukları Kretschmer tarafından ileri sürülmüştür.