psikoloji tanım açıklama sorun tedavi yöntem hastalık psikanaliz freud sigmund ruhbilim psychology psikoloji adler psikopatoloji şizofreni parapsikoloji psikoterapi psikopati otizm psikanaliz şizofreni parapsychology cure therapy disease illness behaviouralism health autism psychoanalysis

Özel Arama

27 Eylül 2007 Perşembe

Şişirilmiş Kendiliğe Klinik Yaklaşım

Şişirilmiş Kendiliğe Klinik Yaklaşım
Clinical Approach To The Grandiose Self. Svrakic M. D. American Journal of Psychoanalysis


Birçok yazarın öncül çalışmalarının sonucu olarak narsisistik kişilik bozukluğunun (NKB) yapısal-dinamik (structural-dynamic) özellikleri iyi tanımlanmış ve yaygın kabul görmüştür. Bununla beraber klinik açıdan bu yapısal kavramların bazıları açık olarak belirtilmemiş, daha çok kuramsal tarzda hatta bazı yönlerden de uygulanamaz biçimde kalmıştır.

Bu özellikle, sadece meta psikolojik olarak bir anlam taşıyan ve klinik (ya da tanısal) özellikler barındırmayan şişirilmiş kendilik (grandiose self - narsisistik kişiliklerin özgül, baskın ve benzersiz iç psişik yapısı-) kavramı açısından geçerlidir. Bu açıdan “şişirilmişlik (grandiosity) ve kendisiyle aşırı ilgilenme” (Masterson, 1981) ya da “kendi önemine ilişkin şişirilmiş bir duygu ve benzersiz olma” (DSM—III, APA) gibi tanımlamaların NKB’ unun klinik görüntüsünün oluşmasında tamamen şişirilmiş kendiliğin rolü olduğu sanısına kapılanabilir.

Bu makalenin birinci amacı var olan verileri sistematize etmek ve NKB’ unun şişirilmiş kendiliğe bağlı olan klinik biçimleriyle ilişkili yeni bazı bulguları ortaya koymaktır. Burada aynı zamanda bu makalenin odaklandığı düşünce olan şunu vurgulamak istiyorum: Şişirilmiş kendiliğin klinik dışa vurumu hakkındaki sistematize edilmiş bilgi, kişiye NKB klinik görüntüsünün içindeki tipik narsisistik öğeleri ayırt etmesini, böylece narsisistik “kişiliklere” klinik (ve tanısal) yaklaşımda daha fazla farkındalık oluşturmasını sağlar.

Şişirilmiş Kendilik ve Narsisistik Kişilik Bozukluğu

Güncel anlayışımıza göre şişirilmiş kendilik narsisistik iç psişik yapının tipik ve benzersiz (unique) yapısıdır. Erken dönem hayal kırıklıklarına bir savunma olarak gelişen şişirilmiş kendilik, erken çocuklukta içsel dünyadaki tüm “iyi” mental yapıların iç içe geçmesi ile (condensation) oluşmuştur (Kernberg 1975). Bu iyi mental yapıların patolojik iç içeliği imgesel bir “tüm-iyi (all good)” sığınak yaratır (şişirilmiş kendilik) ve bunun aracılığıyla narsisistik kişi kendini özel, diğerlerinden daha değerli ve daha önemli olarak yaşantılar; böylece dışardan gelen hayal kırıklıklarının neden olduğu sorunların üstesinden gelmeye çalışır.

Baskın şişirilmiş kendilik yapısıyla beraber daha derin düzeyde ürkek, kırık ve emosyonel olarak aç gerçek kendilik (real self) bulunmaktadır (Kernberg 1975). İç dünyanın bu yarılmışlığı , yani baskın olan şişirilmiş ve saklanmış gerçek kendiliğin bir aradalığı (narsisistik ikilik – narcisistic duality) NKB’unun temel yapısal özelliklerinden biridir.

Şişirilmiş kendiliğe klinik bir yaklaşım pratik anlamda önemli bir soruya yol açar: Şişirilmiş kendilik yapısının klinik dışa vurumu nedir ?

Bu makalenin biçimi şöyle bir yol izleyecektir: İlk olarak NKB’nun şişirilmiş kendilikten doğrudan kaynaklanan klinik biçimleri tanımlayacağım; daha sonra narsisistik bozukluğun, içsel dünyada şişirilmiş kendiliğin bulunmasının bir yansıması olarak ortaya çıkan dolaylı klinik biçimlerini ortaya koyacağım.

Şişirilmiş Kendiliğin Doğrudan Klinik Dışa vurumu

Benim klinik gözlemlerime göre (patolojik narsisizm alanında çalışan diğer yazarların çözümlemeleriyle -formülasyonlarıyla- uyumlu olarak) narsisistik bozukluğun doğrudan şişirilmiş kendilikten kaynaklanan klinik biçimleri (1) şişirilmişlik (grandiosity) ve (2) göstermecilik (exhibitionism) tir. Bu bölümlemenin bir parça şematik olduğunu vurgulamak gerek, çünkü şişirilmişlik ve göstermecilik eş zamanlı olarak birbirinin yerine geçebilen özelliklerdir; örneğin göstermecilik dış dünyaya kendini sergileyerek içsel şişirilmişlik yaşantısına onay sağlar.

Narsisistik şişirilmişlik

NKB’un klinik görünümünde şişirilmişliğin doğası, kökeni ve görünümü Kohut tarafından açıklanmıştır. Kohut “narsisistik kendilik beğenilmek ve izlenilmek ister” diye yazmıştır. Diğer yazarların (Kernberg 1975 gibi) benzer çözümlemeleri narsisistik hastaların açıkça ortada olan şişirilmişliklerinin, şişirilmiş kendilik yapısının doğrudan dışa vurumu olduğunu desteklemektedir.

Klinik açıdan (bir fenomen olarak) şişirilmişlik, narsisistik kişinin düşünce, duygu ve hareketlerini de içine alan baskın bir benzersizlik ve şişirilmiş bir kendilik önemi duyusu olarak tanımlanabilir.

Narsisistik hastalar şişirilmişliklerini birincil olarak, gerçek dünyadaki etkinliklerin yerine geçen düşünce düzeyindeki düşlemler olarak yaşarlar. DSM-III NKB tanı ölçütlerinden birinde de bu “sınırsız başarı, güç, ışıltı, güzellik veya ideal aşk düşlemleri ile uğraş halinde olma” olarak belirmektedir.

Bununla beraber şişirilmişlik kendini yüzeyde gösterir ve özgül narsisistik dışavurumlar içinde klinik olarak gözlenebilir durumdadır. Burada kendi gözlemimi, narsisistik şişirilmişliğin iki klinik biçimde göründüğünü vurgulamak istiyorum: (1) serbest yüzen (free floating) ve (2) yapılaşmış (stuctured) şişirilmişlik.

Serbest yüzen şişirilmişlik, narsisistik hastalarla çalışırken serbest yüzen anksiyete ve şişirilmişliğin dinamiklerindeki benzerliğe odaklanıldığı zaman fark edilir. Yani narsisistik şişirilmişliğin bir kısmı yapılaşmamış (unstructured), dağınık (diffuse) ve hastanın herhangi bir hareketine/etkinliğine bağlanmaya hazır biçimdedir. “Serbest yüzen” yüklemi bu nedenle şişirilmişliğin bir kısmının içsel dünyada serbest olduğunu ve geçici olarak hastanın herhangi bir düşünce, duygu ya da hareketine yansıtıldığını anlatmaktadır.

Serbest yüzen şişirilmişliğin klinik görüntüleri olarak şunlara vurgu yapmak istiyorum:

1) Gerçeğni narsisistik saptırılması: Narsisistik hastalar şimdiki çevrelerini dağınık içsel şişirilmişlik yaşantısı ile algıladıklarında kendilerine her durumda bir üst pozisyon ve gerçekçi olmayan yüksek bir önem yüklerler. Bu tipik olarak Kohut’un “gerçeğin narsisistik saptırılması” olarak adlandırdığı (1975) sorgulanamaz şişirilmişlik ve önemlilik yaşantısıdır.

2) Doymak bilmez alkışlanma açlığı ve patolojik hırs: Şişirilmiş kendiliğin taleplerinin zorlamasıyla narsisistik kişiler yorulmak bilmez bir yeni başarılar elde etme çabası içindedirler. Her zaman diğer insanların kendilerinden daha çok ve daha iyi biçimde başa çıktıklarıyla ve kendilerini bir başına, yoksun bıraktıklarıyla ile ilgili kaygılı bir düşünme tarzı gösterirler. Bununla beraber narsisistik amaçlarının peşine düştükleri zaman da bu sıklıkla “zorlamalı (driven)”, keyif vermeyen bir kalitede olmaktadır.

3) Tümgüçlülük ve tümbilirlik (omnipotens and omniscience: Bu iki klinik biçim bazı yönlerden gerçeğin narsisistik saptırılması ile ilişkilidir: Narsisistik kişiler büyük güçleri olduğuna ve becerikliliklerine kapılmış durumdadırlar ve bilgilerini, başarılarını abartırlar.

4) Sansasyonalizm: Serbest yüzen şişirilmişlik herhangi biçimde bir sansasyon arama yoluyla ve dramatik olaylara katılma eğilimiyle de kendini gösterir. Bu gibi (şişirilmiş) ortamlara katılarak kendilerine bir parça pırıltı kapan narsisistik kişiler kendi şişirilmişliklerini doğrulamak isteğindedirler. Buna dikkat edildiğinde bir çok ticari gösterinin (sıklıkla da muğlak kalitede olanlar) seyircilerini bu narsisistik karakterler arasından sağladığı tahmin edilebilir.

Yukarıda belirtilen örnekler karakteristik örneklerdir, ancak serbest yüzen şişirilmişlik narsisistik hastalarda güncel karşılaşılan olaylarda da bulunacağından, bu birkaç örneğin bu tip şişirilmişliğin tüm klinik görünümlerini ayrıntılı betimlediği anlamına gelmemektedir. Genel olarak söylenecek olursa serbest-yüzen şişirilmişlik bu hastaların tipik “narsisistik profillerini” biçimlendirmektedir (kendini beğenmişlik, kendini büyükseme –superiority-, aşırı yeterlilik, bağımsızlık, hak arayıcılığı gibi). Serbest-yüzen şişirilmişliğin NKB’unun “en narsisistik” tarafı olduğunu söylersek yanlış düşünmüş olmayız.

Yapılaşmış şişirilmişlik ise serbest-yüzen şişirilmişliğin tersine, narsisistik şişirilmişliğin kişinin bir işlevi ya da özel bir tarzına kalıcı olarak bağlanmış olduğu anlamına gelmektedir. Daha açık söylenecek olursa yapılaşmış şişirilmişlik, narsisistik kişiliklerin içsel şişirilmişlik yaşantı enerjilerini narsisistik ödül sağlayacak “hedeflenmiş” dışsal bir “imge” ye dönüştürebilme becerisine sahip olduklarını işaret eder.

Yapılaşmış şişirilmişlik klinik olarak narsisistik hastaların başarılı çalışma kapasiteleri ve önemlilik gösterileri (significant self-representation- kendini önemli gösterme -çv. notu bu patoloji için önemlilik gösterisi tanımı bana daha cazip geldi-) ile kendini gösterir.Benim klinik gözlemlerime göre her narsisistik hasta (kendi yargısına göre) çevreden en olumlu takdiri alacak özellik ya da yeteneğine önem verir. Bazı narsisistik hastalar için önemlilik gösterisi fiziksel çekiciliğe dayandırılabilir; bazıları için de zeka, hitabet ya da başka bir özellik ön plana geçebilir. Önemlilik gösterileri gerçekte hayranlık kazanmak için uygulanan en favori aldatıcı görünümdür.

Narsisistik kişi (önemlilik gösterisi ile) “günlük yaşamda özel olma” yaşantısı temelinde, kendisinin diğer insanlardan çok ayrı tutulması gereken (şişirilmiş) önemi ve değeri konusunda ek düşlemler inşa eder. Benim klinik verilerim önemlilik gösterisine bağlanan şişirilmişliğin, narsisistik hastanın daha değerli bulacağı daha sonraki tarz ve işlevlerin geliştirilmesine enerji sağladığına işaret etmektedir.

Çoğu narsisistik kişilik nesnel olarak yüksek profesyonel statü elde eder ve toplum üstüne etkileri geniştir. Kernberg’in işaret ettiği gibi narsisistik hastaların büyük olma hırslarını karşılamaya ve diğer insanların hayranlığını sağlayamaya izin veren alanlarda etkin ve yoğun çalışma becerileri yüksektir (pseudosublimatory potential-sahte-yüceltmecilik gücü). “Sahte (pseudo)” ön eki narsisistik profesyonel başarının gerçek bir yüceltmenin değil sadece ödüllenme peşinde olmanın bir sonucu olduğunu işaret etmektedir. Şişirilmişlik yaşantısı bu yüzden, narsisistik hastanın etkinliği için enerji sağlar ve bu etkinlik erişilen ödül yoluyla kendi şişirilmiş kendiliğini besler.

Yukarıdaki bu biçimler temel alındığında şişirilmiş kendiliğin enerji oluşturduğu ve narsisistik hastaların hareketlerini idare ettiği sonucuna varıyoruz. Önemlilik gösterisi ve sahte-yüceltme yoluyla bu hastalar sadece ün, başarı ve güç kazanmaya doğru yönelmişlerdir. Çoğunun bu amaçlarını gerçekleştirdiği gerçeği yapılaşmış şişirilmişliğin (narsisistik şişirilmişliğin bir parçası olarak), narsisistik kişiliklerin başarılı sosyal uyumunu sağlayan kaynaşmış güç (cohesive force) olduğunu işaret etmektedir.

Burada her narsisistik hastada klinik olarak hem serbest-yüzen hem de yapılaşmış şişirilmişliğin görülebileceğini vurgulamak istiyorum. Serbest-yüzen şişirilmişlik ciddi narsisistik patolojide, yani sınır-narsisistik hastalarda (borderline narcisistic patient) daha etkindir, bu hastalarda şişirilmişlik düşlemler aracılıyla yaşantılanır ya da rastlantısal olarak anlık gelişmelere bağlanır. Basit olarak söylenecek olursa bu hastalar dış yaşamda “narsisistik olarak verimsiz (narcissistically inefficient)” dirler.

Daha iyi bütünleşmiş (integrated) narsisistik hastalarda yapılaşmış şişirilmişlik daha etkindir. Bu hastalar nesnel olarak çevreden daha fazla ödül kazanırlar (sahte-yüceltme ile profesyonel başarı, etkileyici sosyal “imaj” gibi), basit olarak bu hastalar dış dünyada narsisistik olarak daha verimlidirler.

Yapılaşmış şişirilmişliğe göre serbest-yüzen şişirilmişliğin daha fazla varlığına göre ciddi, orta ya da hafif narsisistik patolojiler arasındaki ayrımın kabaca yapılabileceği söylenebilir; yani daha fazla serbest-yüzen şişirilmişlik (daha az yapılaşmış) daha ciddi narsisistik patoloji ya da daha fazla yapılaşmış şişirilmişlik daha hafif narsisistik patoloji.

Narsisistik Göstermecilik (Narcissistic Exhibitionism)

Kohut’a göre (1971) narsisistik hastaların göstermeciliği “şişirilmiş kendiliğin o ortamda gözlerin kendisinde olmasını isteyen çocuksu gereksinimin” doğrudan klinik dışa vurumudur. Narsisistik göstermecilik, sanki hastanın bulunduğu ortamdaki değerini “sergilemeyi” sağladığı için şişirilmişliğin hizmetinde gibidir.

Klinik açıdan göstermecilik “gözlerin üstünde olduğunu hissetmenin doğurduğu haz tarafından güdülenen (motivated) davranış” olarak tanımlanabilir. Aynı şişirilmişlik gibi narsisistik göstermeciliğin de çoğu parçası düşlemlerde var olur. Örneğin, hasta kendini uzak bir coğrafyada “ilkellerin” üstündeki donanım nedeniyle büyülendiği bir “kaşif” olarak imgeler. Bu düşlemde hem şişirilmişliğin hem de göstermeciliğin, derindeki (implicitly) yakın oluşumsal bağlantısını doğrulayan doğal bir aradalıklarını görebilirsiniz.

Narsisistik göstermeciliğin diğer klinik görünümleri hakkında şunlara değineceğim:

1) Dikkatin sürekliliğine talep: Kendi üstüne dikkatin sürekliliğini isteyen imgesel ya da düşlemsel taleplerin arkasında, genellikle bunu dışa vuran çok açık bir narsisistik göstermecilik görünümü bulunmaktadır.

2) Özel olmaya eğilim: Narsisistik kişilikler, ne pahasına olursa olsun, modaya uygun giyinerek ya da “özel” yerlerin müdavimi olarak “özel” görünmeye çalışırlar. DSM_III’de belirtildiği gibi bu hastalar maddelerden çok görünümle daha çok ilgilidirler; örneğin yakın arkadaş edinmektense bir şirkette “doğru” kişilerle görünmeye daha fazla önem verirler.

3) Uğraşlara göstermeci yaklaşım: Eğer seçim yapma şansı verilirse narsisistik kişiler tercihen toplumsal olan ama hızlı ödül sağlayan meslekleri seçerler.

4) Normal insan ilişkisinde özgül sapmalar: Göstermeci güdülenmelerinden dolayı narsisistik kişiler (normal olarak emosyonel vericilik ve alıcılığa dayanan) insan ilişkisinin bu işleyişini bozarlar. Diğer insanlarla iletişime geçtiklerinde bu kişiler ya kendilerini ya da kimi (gerçek ya da imgelenmiş) yeteneklerini, böyle bir dışa vurumu yakınlık olarak tanımlayarak “sergilerler”. Gerçek emosyonel paylaşım narsisistik kişilikler için oldukça yabancı gibi görünmektedir.

5) Yaygın utanma tepkisi: Göstermeci yaşantılarında yaşadıkları yetersizlik nedeniyle narsisistik hastalarda utanma tepkileri klinik olarak oldukça sık görülür. Beklenen hayranlık gelmezse ya da tam tersine olumsuz bir geri bildirim gelirse, yani küçümsenirlerse narsisistik hastalar tipik olarak güçlü utanma duygusu gösterirler. Kohut benzer olarak narsisistik kişiliklerin utanma tepkisine yatkın olduklarını tanımlamıştır ve utanmayı, şişirilmiş kendiliğin ortaya konmasındaki yetersizliğin bir sonucu olarak değerlendirmiştir.

Şişirilmiş Kendiliğin Dolaylı Klinik Dışavurumları

“Dolaylı klinik dışavurum” ifadesi ile özgül olarak şişirilmiş kendiliğin etkisi ile biçim bulan ve bu nedenle klinik olarak “narsisistik kişilik biçimleri” olarak tanımlanan bazı kişilik görünümlerini parmak basmak istiyorum.

İlk olarak şişirilmiş kendilik yapısı tarafından farklı “ben-işlevleri” ( duygular, düşünceler ve hareketler) biçimlendirilmiştir. Bu nedenle dolaylı klinik dışavurum çatısı altında narsisistik davranma tarzı ile beraber giden emosyonel ve bilişsel biçimleri tartışacağım. Bu biçimler narsisistik ben-işlevleri olarak geçecektir. Sonra şişirilmiş kendiliğin biçimlediği (ve kendisini bu yolla dolaylı olarak gösterdiği) narsisistik kişiliklerin bazı etik tarzlarını. Bunlar da narsisistik etikler olarak geçecektir. Son olarak, şişirilmiş kendilik kişiler arası ilişkilerinde bazı sapmalara neden olmaktadır. Bu sapmalar şişirilmiş kendiliğin kişiler arası dışavurumları olarak geçecektir. Şimdi bu yukarıdaki biçimleri şişirilmiş kendiliğin dolaylı klinik dışavurumları olarak kısaca analiz etmek istiyorum.

Narsisistik ben-işlevleri
Gelişimsel olarak şişirilmiş kendiliğe bağlı
narsisistik emosyonlar: ikincil narsisistik emosyonlar

Başka bir makalemde belirttiğim gibi NKB’unun genel olarak emosyonel düzenlenimi şematik olarak iki düzeyde gösterilebilir. İlk emosyonel düzey gerçek-kendiliğe (real-self) aittir (birincil narsisistik emosyonlar), ikinci düzey ise şişirilmiş kendilik yapısına aittir (ikincil narsisistik emosyonlar). İkincil narsisistik emosyonlar eğer şişirilmiş kendiliğin “beslenmesi” başarılıysa olumlu, bu “beslenme” süreci engellenmişse ya da tamamen kesilmişse olumsuzdur.

Olumlu ikincil narsisistik emosyonlar (düşlemde ya da gerçek olarak) hayran olunma gereksinimi karşılanmışsa ya da anlamlı bir yaşam duygusu kazanılmışsa oluşmaktadır. Klinik olarak bu dönemler hipomanik kabarmalar (exaltation) olarak gözlenir.

Olumsuz ikincil narsisistik emosyonlar şişirilmiş kendiliğin beslenme sürecindeki yetersizlikle oluşur. Bunlar:

a) ikincil (kışkırtılmış –provoked-) narsisistik öfke, narsisistik amaç ve gereksinimlerin engellenmesi durumunda oluşur;

b) belirgin boşluk ve can sıkıntısı, “boş dönem” sırasında (narsisistik kişinin tüm gereksinimlerini sağladığı nesneyi tüketip terk ettikten sonra yeni nesne bulana kadar geçen dönem) gelişir ve

c) karamsar duygudurum, şişirilmiş kendiliğin beslenmesinin tamamen kesildiği (narsisistik dekompansasyon) dönemde gelişir ve işe yaramazlık, disforik duygulanımların (keskin öfke, hakaret ve memnuniyetsizliğin) üstesinden gelme ve paradoks olarak narsisistik büyüksemenin (superiority) kırıntılarının varlığı ile karakterizedir.

Klinik açıdan bu emosyonel tepkilerin yeniden biçimlendirilmesi (reconstruction) -yani ikincil (olumlu ve olumsuz) narsisistik emosyonların özgül dinamikleri- içsel dünyada şişirilmiş kendiliğin işlevsel etkinliğinin varlığını vurgulamaktadır.

Narsisistik biliş

NKB’unun bilişsel görünümleri çeşitli çalışmalarda incelenmiştir. Örneğin Waelder, düşünce içeriğinin cinselleştirildiğini (libidinization), gerçekler yerine genel kavramların tercih edildiğini ve kişinin kendi zihinsel etkinliğini abarttığını belirtmiştir. Bach sözcükler ile algılar arasındaki köprünün olmadığını ya da bloke olduğunu, kendilik, uzam (space), nedensellik (causality) ve zaman algısında sapma olduğunu tanımlamıştır. Bu çalışmada ise narsisistik bozukluğun sadece şişirilmiş kendiliğin dolaylı dışavurumunu temsil eden bilişsel biçimlere odaklanacağım. Bu biçimler şunlardır:

Narsisistik bilişin tipik bir biçimi gerçekliğin (reality) benmerkezci (egocentric) algılanmasıdır. Yani narsisistik hastalar sadece kendi (şişirilmiş) yaşantılarında var olan gerçekliği kabul ederler. Sonuç olarak bu hastalar, gerçekliğin kendi önemliliklerini, mükemmelliklerini tehdit eden tüm yönlerini inkar ederler.

Narsisistik konuşma, dilin ve söylemin narsisistik bozulmasına (deformation) uygun biçimde klinik olarak şu tarzlarıyla tanınır: a) dilin “ben ben” (autocentric) kullanılması; b) “narsisistik” sözcüklerin sık kullanılması ve c) monologa eğilim.

Dilin “ben ben” (autocentric) kullanılması, sözel iletişimde asıl amacın, iletişim kurmaktan çok kendi değerini artırmaya ve vurgulamaya doğru saptığına işaret etmektedir.Narsisistik kişiler konuşmalarında sıklıkla fantastik, mutlak ve fazla güzel (abartılı -superlative- ve itiraz edilemez –apodictic-kategorilerindeki) “narsisistik” sözcükler kullanırlar.

Monoloğa eğilim narsisistik kişinin diyaloğa katılmalarındaki becerisizliği vurgulamaktadır. Narsisistik kişiler kendi şişirilmişlik (ve diğer insanların sadece alkışlayan seyirci oldukları) yaşantıları nedeniyle sadece diğerlerini dinliyormuş gibi görünürler, gerçekte yeni bir monolog başlatmanın fırsatı peşindedirler. Bu bağlamda Akthar ve Thomson narsisistik hastaları “kendileriyle konuşan kişiler” olarak tanımlamışlardır.

Çoğu yazar narsisistik hastaların çevrelerindeki her şeyi (ve herkesi) eleştirdiğine işaret eder. Bu eleştiri eğiliminin içsel şişirilmişlik yaşantısından köken aldığını ekleyebilirim; diğer insanları eleştirerek narsisistik hasta kendini yükseltir.

Bach narsisistik hastanın, şişirilmiş kendilik önemi hissi nedeniyle bilmediği herhangi bir şeyin olabileceğini kabullenemediğini ve tüm öğrenme eyleminin belleği bozan bir “narsisistik yaralanma” ya dönüştüğünü göstermiştir (ince bellek kayıpları). Bununla beraber şişirilmişliği çalışma nesnesine bir bağ göstermemişse narsisistik hasta bu nesneye bir ilgi hissetmediği için de öğrenme zorlukları gösterecektir. Bu yüzden narsisistik yaralanma yaşantısı öğrenmede ince bellek kayıplarına yol açarken, güncel öğrenme zorlukları narsisistik kişiliğin gerçek-kendiliği ile gelişimsel olarak bağlı olan güdülenme ve ilgi eksikliği nedeniyle oluşacaktır.

Narsisistik etkinlik

Narsisistik kişi sadece kendi gereksinimi olan alkış ve takdir (sahte-yüceltme) ödülünü alabileceği etkinliklerin sorumluluğunu üstlenir. Bu nedenle işe karşı güdülenişi göstermecidir ve seçim şansı tanınırsa tipik olarak kendisine kısa sürede ödül sağlayacak etkinlikleri seçer.
Narsisistik etkinliğin yalancı-güdülenmesi (pseudomotivation of narcissistic activity) çoğu “dahi çocuğun (wunderkinds)” ortalama sonuçlar elde etmesi gerçeğini açıklayabilir. Nesnel olarak yüksek sonuçlar elde eden narsisistik kişilerle ilgili olarak da, bu kişilerin çalışma yaşamında eninde sonunda “pırıltının ardındaki boşluğu (emptiness behind glitter)” ortaya koyan yüzeysellik her zaman fark edilir.

Şişirilmiş kendilik tarafından biçimlendirilmiş etikler

Şişirilmiş kendiliğin sürekli varlığının en fazla engel yaratan sonuçlarından biri narsisistik kişiliklerin üstbenlerinin yetersiz gelişimidir. Klinik olarak üstbenin bütün olarak normal gelişimin gerisinde kalması, narsisistik kişinin içsel değerler sisteminin olmamasını (pekişmiş etik ve standartların yokluğu) ve yaşamında olgun idealler, sofistike amaçlardan mahrum olmasını açıklar niteliktedir.

Başka bir makalemde tartıştığım gibi içsel dünyada şişirilmiş kendiliğin baskınlığının süregitmesinin bir sonucu olarak çeşitli narsisistik etik davranış biçimleri oluşur. Şişirilmiş kendilik tarafından biçimlendirilmiş narsisistik etikler (aynı zamanda bu patolojik yapının dolaylı klinik dışavurumunu temsil etmektedirler) şunlardır:

Değerin birincil ölçütü olarak şişirilmişlik

Tüm narsisistik kişiler için, kendi mükemmeliyetçiliklerinin içsel yaşantısına bağlı olarak hangi biçimde olursa olsun büyüklük elde etmek anlamlı bir yaşamın birincil ölçütü haline gelmiştir.

Alay etikleri

Bir narsisistik hastanın “edepsiz içselliği (immoral internality)” –yani yoğun haset (intensive envy), öfkelilik (aggressivity) ve ayartılabilirlik (corruptibility) (narsistik kişinin yalancı baştan çıkartıcı (seductive facade) görünümüne doğrudan karşıtlık oluşturan biçimler)- önde gelen ne kadar ahlaklı olduğunu gösterme çabaları ve yüksek düzeyde ahlaki bir varlık görüntüsünün yansıtılmasıyla maskelenir.

Patolojik yalancılık

“Gerçekliğin narsisistik saptırılmasıyla (narcissistic faking of reality)” yakından bağlantılı olarak narsisistik hastaların patolojik yalancılığı oluşmaktadır. DSM-III’de vurgulandığı gibi kişisel yetersizlikler, başarısızlıklar ya da sorumsuz davranışlar rasyonalizasyon ya da sonu gelmeyen yalanlarla açıklanmaya çalışılabilir.

Vicdansızlık

Şişirilmiş kendiliğin taleplerinin zorlamasıyla narsisistik hastalar dış dünyayı kendi tümgüçlülük gereksinimlerine en uygun biçimde biçimlerler.

Bir bilen olma (yetkinlik) ve benmerkezcilik (entitlement and egocentricity)

Kendilik önemi algıları yoluyla narsisistik hastalar klinik olarak “bir bilen” tarzı gösterirler. DSM-III’e göre “bir bilen olma (narsisistik yetkinlik) gereken sorumlulukları üstlenmeden özel davranış görme beklentisi” anlamındadır. Ek olarak narsisistik kişilikler makul olandan daha fazlasını talep ederler ve insanlar kendi isteklerine uygun davranmadıklarında öfke ve şaşkınlıkla tepki verirler (benmerkezcilik).

Şişirilmiş Kendiliğin Kişiler arası Dışavurumu

DSM-III’de vurgulandığı gibi narsisistik kişilerin kişiler arası ilişkileri değişmez olarak bozuktur ve empati yokluğu, haset (envy), sömürücülük (exploitiveness) ve aşırı idealleştirme ve değersizleştirme arasında (hatta en yakın ilişkilerde bile) gidip gelmelerle karakterizedir.
Şişirilmiş kendiliğin içsel psikolojik yapısı kişiler arası ilişkileri önce doğrudan bozar sonra da aşağılar. Şişirilmiş kendilik özgül olarak narsisistik kişiler arası ilişkilerde klinik açıdan şu sapmalarla kendini gösterir:

Narsisistik nesne seçimi

Narsisistik hastaların kişiler arası ilişkileri iletişim kurulan nesnenin özel olarak seçilmesiyle karakterizedir. Bu bağlamda narsisistik ilişki “narsisistik nesne seçimiyle” oluşur; böylece değerli nesne aracılığıyla (özdeşim- identification) hasta kendi değerini onaylar ve kendisiyle ilgili dilediği imgeye yakınlaşır.

Dış nesnelerin aynalaştırılması

Birçok yazar tarafından belirtildiği gibi narsisistik kişilerin kendilerine güvenleri değişmez olarak kolay zedelenebilir (fragile) durumdadır ve sadece çevreden elde edilecek ödüllenmelere bağımlıdır. Bu nedenle narsisistik hastaların kişiler arası ilişkileri kendine özgü bir biçimde gelişir: Hasta kendi şişirilmiş kendiliğini dış nesneye yansıtır, böylece bu nesne şişirilmiş kendiliğin “taşıyıcısı” haline gelir ve hastanın kendi şişirilmişliğinin bir uzantısı olarak yaşantılanır (yansıtmalı özdeşim-projective identification). Basit olarak söylenecek olursa, şişirilmiş kendiliğin yansıtıldığı bu nesnelerle olan iletişimde narsisistik kişi kendine yönelik bir hayranlık “görür” ve böylece kendi içsel şişirilmişlik yaşantısını besler (“nesnelerin narsisistik aynalaştırılması”-narcissistic mirroring in objects).

Nesnelerin narsisistik olarak aynalaştırılması klinik olarak çevrenin gerçekçi olarak anlaşılmasından ziyade, asıl amacı kendi güvenini koruma ya da artırma ve hayranlık kazanma olan özgül bir kişiler arsı iletişim bozukluğu olarak tanınır.

Bir bilen olma (yetkinlik- entitlement), vicdansızlık (unscrupulousness) ve benmerkezcilik (egocentrity)

NKB’unun bu etik görünümlerini kişiler arası alanı da ilgilendirdikleri için buraya da aldım. Tipik olarak narsisistik kişinin bu olumsuz nitelikleri cazibe, alımlılık ve yalancı baştan çıkarmacılık tarafından maskelenmiştir.

Sömürücülük ( exploitiveness)

Kendilerini herkesten yukarda görme yaşantısı içinde hissettikleri için narsisistik hastalar çevrelerini kullanan bir parazite dönüşürler. DSM-III’te de vurgulandığı gibi bu hastalar “kendi arzularının yerine getirilmesi ya da kendi gözlerinde itibarlarını yükseltmek için kişisel dürüstlüğe ve başkalarının haklarına aldırmaksızın diğer insanlardan çıkar sağlarlar”. Bu tanım tam olarak narsisistik kişiliklerin kişiler arası sömürücülüklerinin özünü anımsatmaktadır.

Empati yokluğu (lack of empathy)

Yukarıdaki görünümler, özellikle de nesnelerin narsisistik aynalaştırılması narsisistik kişilerin sürekli onay veren bir tarzda olmadığı sürece bir iletişimden zevk alamadıklarına işaret etmektedir. Kendilerini herkesten büyük görme yaşantıları ve ödüllenmeye her zaman aç olmaları nedeniyle bu kişiler diğer insanları alkış için orada bulunan, kimlikleri önemli olmayan nesneler olarak algılarlar ve insanların ne hissettiklerini algılayamazlar.

Pohpohlanmaya patolojik bağımlılık (pathological addiction of flattering)

Narsisistik kişiler nesnel olarak yüksek statü elde etmek için uğraşırlarken genellikle çevrelerinde kendilerine sürekli bir saygı ve hayranlık (pohpohlama) gösteren kişiler bulundururlar. Pohpohlanma şişirilmiş kendilik için oldukça çekicidir ve narsisistik kişiler niteliklerinin tüm abartılı yansımalarına (hatta en fazla büyüttüklerine, yok bu kadar da olmaz dediklerine bile) inanırlar.

Eleştiriye patolojik tahammülsüzlük (pathological intolerance of criticism)

Eleştiri narsisistik kişilik üzerine tabiri caizse ikiye katlanmış bir olumsuz etki yapar. Bir taraftan şişirilmişlik yaşantısına karşı bir tehdit oluştururken diğer yandan kendini küçük görme (inferioty) yaşantısını yoğunlaştırır.

Şişirilmişliğin engellenmesine bir tepki olarak eleştiriye narsisistik yanıt gelişimsel olarak şişirilmiş kendilik ile ilişkilidir (ikincil, kışkırtılmış –provoked- narsisistik öfle –agresyon-). Bununla beraber eleştiriye aşırı tepkide ise daha çok gelişimsel olarak gerçek kendilikle ilişkili olan kendini küçük görme ve güvensizlikten köken alan birincil, kışkırtılmamış narsisistik agresyon vardır.

Klinik olarak pohpohlanmaya patolojik bağımlılığın tamamen tersine narsisistik kişiler en ufak eleştiriyi bile kabullenmeyi ret ederler. DSM-III’te işaret edildiği gibi bu gibi hastalar eleştiriye ya da diğer insanlarının sakin ilgisizliklerine agresyon veya aşağılık, utanma, küçük düşme ya da boşluk duyguları ile tepki verirler.

Tartışma

Şişirilmiş kendiliğin klinik dışavurumlarının doğrudan ve dolaylı biçimlerinin yukarıdaki sınıflaması benim tipik bir narsisistik iç psişik yapının önceden ortaya konmuş yapısal-dinamik açıklamalarını düzenleme çabamı yansıtmaktadır.

Kendi klinik gözlemlerime göre şişirilmiş kendiliğin en önemli klinik görünümleri şişirilmişlik ve göstermeciliktir. Bununla beraber diğer bazı kişilik bozukluklarında da (özellikle sınır ve histriyonik) şişirilmişlik ve göstermecilik öğeleri bulunması nedeniyle şişirilmiş kendiliğe tam bir klinik yaklaşım görünen tablodaki hem doğrudan hem de dolaylı biçimlerinin ayırt edilmesini gerektirmektedir. Diğer bir deyişle sadece uygun emosyonel, bilişsel, etik ve kişiler arası ilişkiler eşlik ettiği zaman şişirilmişlik ve göstermecilik iç psişik dünyada şişirilmiş kendilik yapısının varlığını işaret etmektedir.

Şişirilmiş kendiliğin yukarıdaki dışavurum biçimleri NKB’nun klinik biçimlerinin sadece bir (ama en büyük) parçasını temsil etmektedir. Bu bozukluğun tam klinik görüntüsü bu makalede tartışılmayan ve emosyonel, bilişsel, etik ve kişiler arası biçimlerin gelişimsel olarak şişirilmiş kendiliğe bağlı olmayan görünümleri ile beraber olgunlaşmamış üstben ve “narsisistik ikiliğin (narcissistic duality)” (şişirilmiş kendilik ile gerçek kendilik arasındaki gidip gelmeler) özel görünümlerini de içermektedir

çevirmenin notu:Her ne kadar eski bir makale olsa da Svrakic’in yaklaşımı narsisizmde görülen dışavurumları daha nesnel tartışmamıza olanak sağlayabileceği için, narsisistik kişilerde baskın klinik görünüm olan kendini büyükseme görüntüsünü sınıflayan bu makalesini çevirme gereksinimi duydum. “Grandiose self” kavramımı “şişirilmiş kendilik”, “grandiosity” kavramını da “şişirilmişlik” olarak tanımlamayı bir keskinliği belki de bir karikatürü ifade ettiği için (şişine şişine dolaşmak deyişi gibi) –belki de çeviri sırasında beni sürekli gülümsettiği için- yeğledim. Bu kavramlar için “büyüklenmeci” terimi daha fazla kullanılmaktadır.

Kuşkusuz makalenin yazıldığı tarihten bu yana narsisizm konusundaki gözlemler yeni açıklamalar da getirdi ama hastalarımın bu şişirilmiş alt kimlikleri ortaya çıktığında “siz ezik olanı seviyorsunuz, ben ise onu sevmiyorum hatta nefret ediyorum, o zaman siz beni sevmezsiniz” biçimindeki ifadeleri ile çok karşılaştığım için, çeviri sırasında benim zihnimin bana sormadan daha çok odaklandığı noktanın “büyüklenmeci yani şişirilmiş kendilik gerçekten “gerçek” değil mi, gerçekten “şişirilmiş” mi” soruları olduğunun farkına vardım. Svrakic’in makalesinde satır aralarında bu sorularımın yanıtlarını da aradım. İlerde kendim ele alacağım bir incelemede bunun yanıtlarını araştıracağımı düşünüyorum.