psikoloji tanım açıklama sorun tedavi yöntem hastalık psikanaliz freud sigmund ruhbilim psychology psikoloji adler psikopatoloji şizofreni parapsikoloji psikoterapi psikopati otizm psikanaliz şizofreni parapsychology cure therapy disease illness behaviouralism health autism psychoanalysis

Özel Arama

3 Ağustos 2007 Cuma

Otizim

Yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan ve yaşam boyu etkisi devam noröpsikiyatrik bir sendrom olan otizim ilk defa Amerikalı psikiyatrist Leo Kanner tarafından 1943 yılında tanımlanmıştır.Uzun yıllar psikolojik kökenli olduğu düşünüldükten sonra,ilk olarak 1966 yılında Rimland’ın çalışmaları ile otizimin norobiyolojik doğasına dikkat çekilmiştir.

Otistik bozukluk sosyal ve duygusal etkileşimde ve iletişimde bozulma,sınırlı,tekrarlayıcı bir biçimde çoğunlukla cansız nesnelere karşı ilgi artışı ve ritüelistik davranış paterniyle karaktrize,hafiften ağıra klinik tipleri olan bir gelişim bozukluğudur.

Otistik bozukluğu tanımlamak için tanımlanan bir çok davranış özelliği vardır.Ancak hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve sıklıkla hepsi aynı anda görülmez.Zamanla belirtiler değişebilir.

“Aşırı Otistik Yalnızlık” otizimin en temel özelliğidir. Otistikler diğer insanlarla etkileşim kurma konusunda doğdukları günden itibaren yetersizdirler.Otistik bebekler çoğu kez anne-babaları tarafından uslu ve sorunsuz olarak değerlendirilirler.Bu çocuklar kendi dünyalarında yaşar gibidirler.Göz göze gelmekten kaçınır,adları söylendiğinde duymuyor gibi davranır,bedensel yaklaşım ve okşamaya karşı tepkisel davranabilirler.Yaşıtlarıyla ilgilenmezler ve oyuncaklarla ilgilenmeleri de olağan dışı olur.Diğer insanların varlığına ,istek ve gereksinimlerine karşı bir tür kayıtsızlık gösterdikleri için otizim bir tür empati bozukluğu olarak da tanımlana bilir.

Otistik çocuklarda sözel ve sözel olmayan iletişimde ciddi güçlükler söz konusudur.Normal çocuklarda ortalama 5-6 aylıkken ağulama,8-9 aylıkken heceleme,1 yaşında anlamlı tek kelimelik ,2 yaşında ortalama 2-3 kelimelik konuşma başlarken,otistik çocukların bir çoğunda bu özelliklerin hemen hemen hepsi zamanında gelişmez.Otistik çocukların yaklaşık %50 si konuşmayı hiçbir zaman öğrenemez.Öğrendiklerinde ise anlamlı bir iletişim aracı olarak konuşmayı kullanmazlar.Konuşmaları çoğunlukla garip bir tarzda ve yankılıdır.Diğer bir kişinin söylediğini aslına tam uygun bir şekilde tekrarlıya bilirler.Konuşmadaki diğer bir farklılıkta adılların ters çevrilmesidir.Çoğunlukla kendilerinden “sen”,”o” şeklinde bahsederler.Kullanılan tonlamada mekaniklik ,inişli çıkışlı,şiddeti ayarlayamama,duygudan yoksunluk gözlenebilir.

Konuşmaya başlayan otistiklerde tipik olarak konuşmayı başlatma,bir olay anlatma veya karşılıklı konuşma yürütememe görülür.sohbet etmek olanaksızdır.Otizimi olan çocuklar mecaz anlamları,yüz mimiklerini,yüz ifadelerini,konuşanın duygu ifadelerini anlamada zorluk yaşarlar.

Otizimin diğer bir özelliği kompulsif törensel etkinliklerdir.Günlük hayat içinde rutinlerin bozulması,eksikler olması durumunda fazlasıyla etkilenip tepkisel davrana bilirler. fazlası ile etkilenip tepkisel davranabilirler.