Prometheus ve ateşin insanlığa kazandırılması
Prometheus ve kardeşi Epimetheus mitolojide titanlar olarak adlandırılan insan ya da mitolojideki tanrılardan olmayan yaratıklarmış.
Prometheus balçığı kullanarak insanı meydana getirmiş. Ancak ilk dünyaya ayak basan insan o denli zayıf, güçsüz ve çaresizmiş ki her şeyden korkuyor, doğadaki tüm yırtıcı hayvanlara yem olmaktan kurtulamıyormuş. Ayrıca ne bulursa meyve, sebze, bitki kökleri ve çiğ et şeklinde lezzetsiz dahi olsa yemek zorunda kalıyormuş. Kışları karanlık mağaralarda titreye titreye yaşamaya çalışıyormuş. Başlangıçta Prometheus eserinin bu şekilde güçsüz olacağını, heba olacağını düşünememiş olduğundan hemen duruma müdahale etmiş. İnsanlar akıllarını kullanmalılarmış, tıpkı kendisi gibi. Ancak bunun için kendisinin, ne pahasına olursa olsun son bir yardımının gerekli olacağını düşünmüş. Ateşi ve dolayısı ile uygarlığı insanlığa kazandırarak ...
Prometheus bir volkanın içinde yaşayan ateşi kullanarak madenleri eritip, oluşturan becerikli tanrı Hephaistos’un yanına gelmiş. Onun sahip olduğu ateşten bir kıvılcım alarak, ateşi insanlara ulaştırmış. Ancak bu olaydan sonra insanlar tanrıları dikkate almamaya, tapınmamaya, saygısızlık etmeye, kibirli olmaya başlamışlar. Bunun üzerine Zeus kendisinden habersiz olarak ateşi çalıp, insanlara veren ve onların dünyaya , diğer canlılara ve tanrılara saygısız olup, dünyayı yaşanmaz hale getiren bu canlıların mimarı Prometheus’a çok kızmış. Kafkas dağlarının tepesinde yalçın kayalıklara zincirler ile bağlatmış. Kışın ve gecenin soğuğu bir yandan, yazın sıcağı bir yandan Prometheus burada bağlı olarak kalırken, bunlara ek olarak her gün bir kartal gelerek Prometheus’ un ciğerini didik didik ederek yiyormuş. Zeus kendisinin reva gördüğü bu işkenceye daha fazla dayanamayıp, Prometheus’u affederek, Olimposa ölümsüzler arasına almış.
Tarihin her döneminde birileri kendilerinden sonrakiler için kendilerini feda etmişlerdir. Sadece kendilerinden sonrakileri de değil, kendi eserleri için de kendilerini korkmadan ileri sürmüşler , haklarını savunmuşlardır. Nitekim Namık Kemal bir dizesinde ....Usanmaz kendini insan bilen halka hizmetten demiştir. Atatürk Çanakkale Savaşları sırasında düşman kuvvetleri karşısında çok zayıf oldukları bir mevkide askerlerine ...size ölmeyi emrediyorum demiştir. Kendimizden sonrakilerin, çocuklarımız ve torunlarımızın bizim yaşantımıza göre daha iyi bir şekilde yaşamaları ( bizim dedelerimizden daha iyi koşullarda yaşadığımız gibi), bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmemeleri için biz de var gücümüzle çalışıp, birbirimize sevgiyle yaklaşarak onlara daha güzel ve barış içinde bir dünya bırakmalıyız. Bu dünyanın ve ülkemizin Prometheuslara ihtiyacı var.
O günden sonra insanlar daha iyi beslenerek, daha sıcak ortamlarda kalarak ve uygarlıklarını yükselterek bu günlere gelebilmişler.